Vücutları deforme olmuş insanların hayatları boyunca ne gibi sorunlarla baş etmek zorunda kaldıklarını hiç düşündünüz mü? Bir grup insanın bedenlerinde oluşan komplikasyonların yaşamlarına olan etkisini göstermek için yola çıkan bir hikayeden bahsedeceğiz bugün. Hikayenin içerisinde bozulan beden algısının yanı sıra obezite, pedofili, vücut bütünlüğüne karşı kimlik bozukluğu gibi pek çok konu yer almakta ve bu konuların hepsi birbirine bağlantılı şekilde ilerlemektedir.

FİLMİN KÜNYESİ

🔖 Filmin Adı: Pieles / Deriler

🔖Yönetmen: Eduardo Casanova

🔖Oyuncular: Ana Maria Polvorosa, Macarena Gomez, Jon Kortajarena, Candela Pena

🔖Tür: Dram, Psikolojik

🔖Süre: 1 Saat 29 Dakika

🔖Yıl: 2017

🔞Başlamadan önce, filmin rahatsız edici öğelere sahip olduğu hususunu belirtmem gerek. Dilerseniz önce fragmana göz atabilirsiniz. 

Pedofilik bir vaka ile başlayan hikaye, çeşitli bedensel deformelere sahip 4 ana karakter etrafında dönmeye devam ediyor. Karakterilerin vücut deformelerinin yaşamlarına olan etkisi ve yakın çevreleriyle olan ilişkileri kısa kesitlerle izleyiciye aktarılıyor. Bu esnada farklı duygudurumlara sahip yan karakterler de hikayeye dahil oluyor. Cüce kadın, bacaklarının kendisine ait olmadığını düşünen ve deniz kızlarına benzemek isteyen genç gibi…

Olayların birbiri ardına yaşanması ve işin sonunda bağlantılarının izleyiciye sunulması güzel bir detay olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin, vücut bütünlüğüne karşı kimlik bunalımı yaşayan genç bir erkeğin hikayesi filmin başından sonuna dek ilerleyerek sebepleri ve çözüm arayışları gözler önüne seriliyor. Bacaklarınızın size ait olmadığını düşünseydiniz ya da bu düşünceye sahip bir oğlunuz olsaydı ne yapardınız? Filmde psikologtan yardım isteyen ancak yaşamına ağır gelen bir terk edilme sebebiyle kendisinin de yardıma ihtiyaç duyduğu bir anne, oğlunun bu tür bir isteğe sahip olmasıyla baş etmeye çalışıyor.

Herkesin kendince bir mutlu sona ihtiyaç duyduğu filmde, bazı deformeler yaşamda karşılaştığımız türden olsa da bazıları da fantastik bir deforme çeşidi olarak kalıyor. Filmi izlediğinizde belirtmek istediğim ayrıntıyı net bir biçimde anlayacaksınız. Gerçeklikle kurgu dünyası arasında gidip geldiği noktalar belki de filmin genç yönetmeninin özellikle oluşturduğu bir dünyadan ibarettir. Zira yalnızca deformasyonlar değil dekor renkleri de göze çarpan ilginç bir ayrıntı olarak karşımıza çıkıyor. 

Filmde, pembe ve lila renginden oluşan bir dünya sunuluyor izleyiciye. Başta pastel tonlarla bezenmiş bir görsel şölen gibi gözükse de biraz araştırıldığında renklerin tercih sebebi ortaya çıkıyor. Pembe, geçmişten günümüze kullanılmakta ve cinsiyetçi bakış açısının getirisiyle kadınsı bir renk olarak görülmektedir. Aşk ve sevginin bir yansıması ve mutluluk ihtiyacı olarak da lanse edilmektedir. Filmde karakterlerin çoğu bu renkle donatılmış dekorlarla sahne alıyor. Lila ise mor rengin bir tonudur. Mor renk tarihten bu yana asaletin rengi olarak görülmektedir. Aynı zamanda karşıt kutup olarak nefret ve korku gibi duyguları da yansıtan mor renk, yapılan bir araştırma sonucunda intihar eğilimi olan kişilerin uzun süre baktığı bir renk olarak saptanmıştır.* Bu bilgiden hareketle, filmde intihar eden gencin mor renkle donatılmasının sebebi budur diyebiliriz.

Travmatik öğelerin bolca kullanıldığı filmde, bacaklarının kendisine ait olmadığını düşünen ve kısaca apotemnophilia olarak bilinen rahatsızlığa sahip genç bir erkeğin, aile unsurundan etkilenen yaşamını görüyoruz. Apotemnophilia, bilinen adıyla vücut bütünlüğüne karşı kimlik bozukluğu olarak karşımıza çıkmakta ve filmde de genç erkeğin kendisine ait olmadığını belirttiği bacaklarından kurtulma çabaları ile temsil edilmektedir. Apotemnophilia rahatsızlığına sahip kişiler, vücutlarında bulunan bir uzvun kendilerine ait olmadığını düşünür ve bu uzuvdan kurtulmak için çaba gösterirler. Bu tür bir anlayışın temelinde toplum tarafından engelli bireylere karşı geliştirilen sevgi ve açıma duygularının yattığı düşünülmektedir. Ülkemizde olmasa da eskiden yurtdışı kaynaklı tv programlarında engelli bireylere yönelik düzenlenen etkinliklerin sevgi ihtiyacını karşılama yolu olarak görülmesine yol açtığı da belirtilmiştir. The Act isimli dizide, yaşanmış bir hayat hikayesi anlatılmış ve engelli bir kızın tv programlarında yer aldığı sahneler kitlelerce eleştirilere maruz kalmıştır. Filmde de bu rahatsızlığa sahip gencin psikolog ile yapılan görüşmesinde gencin rahatsızlığı, baba figürü temelinde yansıtılmaktadır. 

Konuşulacak ve üzerine düşünülecek pek çok öğeyi barındıran Pieles filmi, 2018 yılında İspanya’nın önemli ödüllerinden biri olan Goya Ödülü’nü kazanmıştır. Her ne kadar rahatsız edici öğelere sahip olsa da yaşamın gerçeklerini de sunması bakımından izlenmesi gereken filmlerin başında yer alması gerektiğini düşünüyor ve herkese iyi seyirler diliyorum.


NOT: Pedofili, obezite, kimlik bunalımı, apotemnofili, etiketleme gibi pek çok temayı içinde barındıran filmi, Netflix\’ ten izleyebilirsiniz.

Psiket..

Kaynakça

Kırık, A. M. (2013). Sinemada Renk Öğesinin Kullanımı: Renk ve Anlatım İlişkisi. 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum, 6, 71-83.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar