🕯Gecenin bir yarısı karanlığı delen bir çığlıkla uyandınız. Yarı açık gözlerle pencereye doğru yöneldiniz ve dışarıda genç bir kadının yalpalayarak yürüdüğünü ve yardım istediğini gördünüz. Çaresiz kadına yardım etmek için bir adım atar mıydınız yoksa yardımcı olabilecek kişilerin çokluğu sizi bu durumu görmezden gelmeye itebilir miydi?

🕯Sosyal psikolojinin en meşhur vakalarından biri olan Kitty Genovese’den bahsediyoruz. Fotoğrafını her gördüğümde “Acaba fiziksel olarak yaralanmış olmak mı yoksa sesini duyduğu halde yardım etmeyen kalabalık mı canını daha çok acıtmıştır?” diye düşünmekten alamadığım kadın..

Kitty Genovese

🕯1964 yılında yaşanan vakada, 38 kişinin çığlıkları duyduğu halde “Elbet biri yardım eder!” düşüncesiyle hareket ettiği olay, psikologlar tarafından irdelenerek “bystander effect”, Türkçe anlamıyla “seyirci etkisi” olarak literatüre giriyor.

🕯Bir olaya şahit olan kişi sayısı ne kadar yüksekse bireysel yardım etme oranı o derecede azalıyor. Kalabalık bir grubun içindeyken yardım çağrısında bulunma ihtimalinin azalması da bu etkiyle açıklanıyor.

🕯İnsanın hem bireysel hem de sosyal bir varlık olma özelliğinin sonucu olarak “vicdan” kavramı bu tür durumlarda önemli bir rol oynuyor. Kitty Genovese vakasını anlatan 2012 yapımı “38 Témoins” filmi ve 2015 yapımı “The Witness” belgeseli gerçekleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

🕯Bildiğimiz ancak nasılsa biri öne çıkar diyerek müdahale etmediğimiz konulara yakın güncel bir örnek verecek olsak bu kuşkusuz #saveralph kampanyası olacaktır. Hayvan deneylerinin varlığını devam ettirdiği hemen herkesçe bilinen bir durumken gerçekçi bir video ile tekrar gündem olunca kitleler kampanyaya destek olmaya başladı. Oysa ki hayvan deneylerine karşı durmak için illa birinin video çekmesine gerek olmamalıydı.

🕯Kitty Genovese’nin anısına yardıma muhtaç olan kişiler için “birilerinin” adım atmasını beklemeyelim, ilk adım her daim biziz.

🕯Psiket..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar