-Herkese yeni bir günden merhabalar! Bugün psikoloji dünyasının kitapseverleri için güzel bir kitap önerisiyle geldim. Prof. De. Kemal SAYAR’ın yazmış olduğu otuz küsür eserden birini ele alacağız ve bu eserde kendimizden başlayarak toplumsal buhranlara kadar pek çok konunun irdelenişine şahit olacağız. Bakış açınızı sorgulatacak kitabın ayrıntılarına geçmeden önce yazar Kemal SAYAR’dan bahsedeli;
-26 Mayıs 1966 yılında Ordu’da dünyaya gelen yazar, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim dalında uzmanlığını tamamlamıştır. Halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Anabilim dalı başkanlığı görevini yürütmektedir. Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli unvanlarla çalışmalar yapmış olup 2020 yalında TRT’nin İnsanlık Hali adlı programının da yürütüldüğünü üstlenmiştir.
-Yazarın kitaplarında kullandığı yalın dik pek çok kitleye kolayca ulaşmasına olanak sağlamış ve kişisel gelişim alanlarında okuyucuya çeşitli fikirler sağlamıştır. Bugün ele alacağımız kitapta ise çağımızın önemli sorunlarından biri olan Pandemi süreci ve teknolojik gelişmelerin insan psikolojisine klan etkileri güven, empati, sevgi gibi konular etrafında anlatılmaktadır.
KİTABIN KÜNYESİ
Kitabın Adı: Ruhun Derin Yaraları: Işık Yaradan Sızar
Yazarı: Kemal SAYAR
Türü: Kişisel Gelişim
Sayfa Sayısı: 296
Basım Yılı: 2020
-Okurken yazarla sohbet ediyormuşçasına bir hava katan kitabın beni etkileyen birkaç cümlesini not aldım ve sayfa sayılarıyla birlikte sizlerle paylaşmak istiyorum:
-Ego sistem mi ekosistem mi? Gürültücü ego mu, sessiz ego mu? Benim cevabım bizi onaracak olanı seçeceğimiz yönünde: Daha az kutuplaşma, hayatın küçük zevklerini ve araya saklanmış mutluluk anlarını daha fazla idrak edebilme.Syf 25
-Ömürle birlikte düşünceler, duygular, duyumlar da akıp gidiyor. İnsan bütün bunların toplamından ibaret değil. Biz onlardan geriye kalanız. Syf 35
-Türkiye şu an güven endekslerinde aşağılarda görünse de başka ülkelerin bizim geçirdiğimiz travmaları yaşamadığını göz önüne almak gerekir. Toplumsal travmalar, kolektif travmalar güven duygusunu yerle bir eder. Syf 82
-Etkin diğerkamlık ahlaki bakışımızı kendimiz saydığımızın ötesine de taşıyarak harekete geçebilmemiz demek. Başka birine ilişen bir kötülüğü dilimiz döndüğü ve gücümüz erdiği nispette önlemeye çalışmamız ötekinin inilirsin ruhunuzu açmamız gerekir. Gerçek güç, başka insaların hayatında olumlu bir fark yaratabilmektir. Syf 142
-Sosyal empatinin basamaklarını şöyle özetleyebiliriz: Senden farklı insanları ve yerleri ziyaret et. Niçin farklı olduklarını anlamaya çalış. Kendini onların yerine koy ve bunun hayatını nasıl değiştirebileceğini, hangi fırsatları elde edeceğini veya kaçıracağını, sana nasıl davranılacağını hayal et. Syf 144
-Psikopatinin üç temel unsuru vardır: “süreğen korkusuzluk”, “saygısızca bir kabalık” ve duygu regülasyonunun eksikliğinden kaynaklanan “benlik kontrolünün yokluğu”. Sosyopati kelimesi ise bu anomalinin toplumsal boyutunu vurgulamak için psikopati ile eşanlamlı kullanılır. Syf 163
-Çocuk kliniklerinde bir çocuk bir taraftan ağlamaya başladığında diğer çocuklar ona koro halinde katılır. Afektif yani duygusal empati bir başka insanın ıstırabını hemen hissedip ona aynı duyguyla cevap verebilir. Syf 162
-Pozitif psikolojinin bize söylediği mutluluğun formülü şöyle: materyalist değerlere ne kadar az bel bağlarsa bir insan, onları elinin tersiyle ne kadar iterse o kadar yükselme istifadındadır. Syf 251
-Maddi hazlarla gelen mutluluk hali hiçbir zaman uzun ömürlü olmuyor. Çünkü hepimiz bir şekilde hazza adapte oluyoruz. Psikologlar bu durumu hedonik adaptasyon olarak isimlendiriyor. Syf 276
-Depresyon istatistikleri yükseliyor; çünkü toplumsal bağlar eriyor, insanların birbirinden yardım isteme kabiliyetleri azalıyor, insanlara koruyucu bir şemsiye olan birtakım değerler aşınıyor. Syf 284
-Herkese keyifli okumalar dilerim!
-Psiket..