📙Herkese merhaba 🖐🏽 Bugün sizlerle psikolojik sağlamlık üzerine başucu kitabı olabilecek bir yapıt hakkında konuşmak istiyorum. Malum pandemi süreci hala devam ediyor. Yeni normaller, daha yeni normaller olarak sürekli güncelleniyoruz ve bu durum bizleri psikolojik sağlığımız açısından alternatif çözüm arayışlarına itiyor.
📙Salgın hastalıklar yüzyıllardır bölgesel veya dünya çapında var olan rahatsızlıklardı. Veba, kolera, İspanyol gribi, sars, Covid-19 vs. Hastalıklar yaşandıkça tıp bilimi adımlar attı ve sağlık alanında devrim niteliğinde çalışmalar yapıldı. Ancak her hastalık fiziken son bulduğunda geride parçalanmış zihinler bıraktı. Aşının bulunmasına dek geçen sürede yakınlarını kaybedenlerin acısı katlandı. Dünya üzerinde 3 milyon insan hayatını kaybetti ve bu sayı her geçen gün artmaya devam ediyor. Ne zaman sonlanacağı merak konusu olan ancak uzmanlar tarafından farklı görüşler sunulan pandemi sürecinin başında, doğru ve sağlıklı bilginin edinilmesi oldukça güç iken günümüzde Dünya Sağlık Örgütü ve ülkemiz Sağlık Bakanlığı\’ nın çalışmaları sayesinde verilere anlık olarak ulaşılmaya ve merak edilen sorular cevaplanmaya başlandı. Belirsizliği bir nebze azalması ferahlatsa da hala devam eden ve çeşitli varyantları ortaya çıkan bu hastalık, kişilerde korku ve kaygı oluşturmaya devam ediyor.
📙Koronavirüsle birlikte yaşamımızda yalnızca sağlık çalışanlarının kullandığını bildiğimiz maskelerle tanıştık. İlk zamanlarda maske arayışları başladı. N95\’ e ulaşanlar kendini şanslı saydı; çünkü maskesini yıkayıp tekrar kullanma şansı elde etmişlerdi. Başka bir kesim ise yıkamanın çözüm olmayacağı kanaatinde olduğundan tek kullanımlık maskelere yöneldiler. Vakaların artması ile başlayan sokağa çıkma kısıtlamaları uygulanılarak önlemler alınmaya başlandı.
-Peki siz ilk kez maske taktığınız günü hatırlıyor musunuz?
📙Yaz aylarının gelmesiyle başlayan rehavet ve sıkılmalar kendisini fazlaca gevşemeye bıraktı ve vakaların sıcak havalardaki düşüşü kişilerde pandeminin bittiği hissiyatını uyandırdı. Ancak bitmemişti. Üstelik henüz aşı uygulamalarına başlanmamıştı. Derken gelen güzel bir haberle Almanya\’ da yaşayan Uğur Şahin ve eşinin kurdukları şirket bünyesinde koronavirüs aşısını buldukları tüm dünyaya duyuruldu ve aşının dünya üzerinde tedarik süreci başladı. Bu sevindiren haberle aşılamaya başlayan ülkelerden bazıları normalleşme adımlarına başladı. Kimi ülkeler mevcut durumda deneme amaçlı toplu etkinliklerden biri olan konserlerin yapılmasını kararlaştırdı ve konser sonucunda yapılan testlerde koronavirüs yayılım oranının çok düşük olduğu açıklandı.
📙Koronavirüsün seyrinin ülkemizde görülmeye başlandığı 2020 yılı Mart ayında dünya çoktan virüsle mücadeleye başlamıştı. Çin merkezli başlayan salgın diğer ülkelere de sıçradı ve Amerika, Meksika gibi ülkeler de salgın merkezi olarak açıklandı. 2020 yılı Nisan ayında ülkemizde var olan kısıtlı kaynaklara yeni ve güncel bir kitap eklendi ve ruh sağlığı uzmanlarından oluşan ekiple yapılan ortak çalışma sonucunda stresle mücadelede kullanılabilecek bir kılavuz hazırlandı. Kitabın temel amaçlarından biri, koronavirüsün oluşturduğu korku ve kaygıyla baş edebilme ve salgın sürecinde psikolojik sağlamlığı arttırabilme idi.
📙Psikolojik sağlamlık, temelde yaşanan bir değişim veya travmatik olay sonrası eski haline dönme, bir tür iyileşme ve öze ulaşma hareketi olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda 21.yy’ da güncel olarak içinde bulunduğumuz durumu travmatik, ruh sağlığımızla ilgili çabamızı ise psikolojik sağlamlıkla ilişkilendirebiliriz. Psikolojik sağlamlığı yüksek olan kişiler, özgüvenli, problem çözme yeteneği yüksek, mizah anlayışına sahip, kendilerini oldukları gibi kabul edebilen, gerçekçi görüşler geliştirebilen insanlardır.
–Peki psikolojik sağlamlık kaygılarımızı azaltmada ne gibi bir rol oynar?
Psikolojik sağlamlığı yüksek olan kişiler de olumsuz bir durumla karşılaştıklarında korku ve kaygı hissedebilirler. İnsan olmanın bir getirisi olarak bu tür duyguları yaşamamız normaldir. Pek çok ruh sağlığı çalışanı da pandemi sürecinin başında bu tür kaygılara sahip olmuş olabilir. Ancak burada ayırt edici nokta, kaygılı dönemi atlatabilmek ve yapılması gerekenler hakkında bilgi sahibi olarak uygulamaya geçebilmektir. Sağlık alanında yaşanan bu kriz durumu psikolojik travmaların yol açtığı ruhsal duygudurumlardan ayrılmaktadır. İlk etapta atılması gereken en önemli adım resmi kurumlardan gelen açıklamaları takip etmek ve sağlığımız konusunda alınması gereken önlemleri uygulamaktır. Pandemi sürecinin başında bu önlemler sosyal mesafe, maske ve temizlik olarak açıklanmıştı. Bu önlemleri alan kişiler kendilerini dış dünyaya karşı daha korunaklı hissetmeye başladılar. Aşının bulunması ile başlayan süreçte ise aşı sırasının beklenmesi ve bu arada kişinin kendisini hastalıktan koruyacak önlemler almaya devam etmesini gerektirdi. Aşı olan kişilerde koruyuculuk yüksek iken hastalığa yakalanma riskinin devam ettiği de unutulmadı. Önlem alarak günlük hayatına devam eden kişiler işlerine, sosyal ilişkilerine ve çeşitli etkinliklere devam etti. Örneğin psikoloji alanında her yıl düzenlenen kongre ve seminer gibi büyük çaplı organizasyonlar çevrimiçi (online) olarak gerçekleştirildi ve pek çok kişiye ulaşım sağlandı. İşte pandemi süreci örneğinde yapılması gerekenleri uygulayan ve yaşamına devam eden kişiler psikolojik sağlamlığı yüksek olan kişilerdi.
-Psikolojik sağlamlığımız düşükse pandemi süreciyle mücadele edemez miyiz?
Psikolojik sağlamlığı düşük olan kişilerde zorluklar karşısında mücadele etme çabasının da düşük olduğu görülmektedir. Herkesin bu süreci soğukkanlılıkla atlatması beklenemez. Bazı kişiler bu tür durumlarda ne gibi bir yol haritası benimseyeceğini bilemeyebilir Bu durumda psikolojik destek alınarak sürecin daha yapıcı bir biçimde atlatılması sağlanabilir.
📙Bu bilgiler ışığında, ruh sağlığı alanında etkin çalışmalar yapmış kişilerin fikirleri ve tecrübelerinin bize ışık tutabileceğine inanan biri olarak sizlere tam da bu noktada rehber kitap olarak yayımlanmış olan ve psikolojik sağlamlık konusunda uzman görüşlerine yer veren kitabı tanıtmak istiyorum:
📖Kitabın Adı: Kaygı Çağı
📖Yazarlar: Kemal Sayar, M. Hakan Türkçapar, Erol Göka, Fatih Yavuz, Mehmet Dinç, Tayyab Rashid, Zübeyde Çakır
📖Yayım Yılı: 2020 (Nisan)
📙Kitaplığımızda sadece pandemi için değil sorunları aşma kapsamında her daim bulunması gereken kitap, 2020 yılı Nisan ayı itibariyle basıldığından veriler ve araştırmalar o döneme göre ele alınmıştır. Güncel veriler için Sağlık Bakanlığı’nın resmî internet sitesini ziyaret etmeyi unutmayın. Kitapta yer alan yedi yazar, kendisine ayrılan bölümlerde kaygı çağı olarak adlandırdıkları pandemi süreci hakkında farklı bakış açılarıyla fikirlerini sunmuşlardır.
📙Herkese keyifli okumalar dilerim 🖐🏽
📙Kitabın afişi: