📌Travmatik bir olay sonucunda gelişen amnezi vakalarını duymuşsunuzdur. Peki ya hiçbir sebep yokken olanı? Eşinizle geçirdiğiniz onca vakit veya binlerce anı yavaş yavaş silinmeye başlasa ne yapardınız? Onu kurtarmak için bir tedavi aramaya mı başlardınız yoksa bilinen her yolu denemeye mi çalışırdınız?

FİLMİN KÜNYESİ


🔖
 Filmin Adı: Little Fish / Anımsa

🔖Yönetmen: Chad Hartigan

🔖Oyuncular: Olivia Cooke, Jack O’Connell, Raul Castillo, Soko

🔖Tür: Dram, Psikolojik

🔖Süre: 1 Saat 41 Dakika

🔖Yıl: 2021

📌Emma ve Jude, yeni bir evli bir çifttir. Emma bir veteriner kliniğinde Jude ise fotoğrafçı olarak çalışmaktadır. Birbirlerine büyük bir aşkla bağlı olan çift, günümüzde yaşanan pandemi dönemiyle paralel etkilere sahip bir salgının ortasında beliriverirler. İster bir aşk hikayesi isterse salgın filmi deyin her iki durumda da dramatik bir hikayeye tanık olacaksınız.

📌Nöroinflamatuar Azap yani kısaca NIA denilen hastalık tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Sebebi ve tedavisi henüz belli değildir; ancak insanlar bu hastalıkla yaşamak zorundadır. Sevdiklerinin gözleri önünde yitip gitmesini izlemeye dayanamayanlar tedavi için yürütülen deneylere katılmayı kabul eder. Bir yandan da herkesin birbirine hastalığa yakalanma şüphesiyle yaklaşmasına tanık olunur.

📌Tüm dünyanın etkilendiği bu salgının yansımasını Emma ve Jude’un bakış açısıyla görür izleyici. Hatta Emma daha baskındır. En yakınları olan annesi, eşi ve hatta çalıştığı veteriner kliniğinde bakımını sağladığı hayvanlar için olan uğraşları gözler önüne serilir. Filmin bu noktada en ilgi çekici yanlarından biri de böylesine travmatik bir olayın romantik ilişkiler üzerinden işlenmesidir. Televizyonlarda yer alan korkutucu son dakika haberleri, dünyadan hastalığa dair olumsuz bilgiler gibi olayı daha da travmatize edici görüntüler yer almaz.

📌Birbirlerine böylesine bağlı olan bir çift sizce tüm anılarının yavaş yavaş silindiği bir salgına ne kadar dayanabilirler? Ufak tefek bilgilerin unutulması bir yana bir sabah uyandığınızda eşinizden “Sen kimsin?” sorusunu duysaydınız ne hissederdiniz? Mücadele etmek için savaşan Emma’yı düşünün. Eşinin yaşama tutunmasını sağlamaya çalışırken bir yandan da kendi psikolojik sağlığı için ne kadar çabalayabilmiştir sizce? 

📌Hastalığın insanlara nasıl enfekte olduğu bilinmezken istemsizce sarılan insanları görünce “Maske taksalar keşke!” demeden kendinizi alamadığınız film her ne kadar bilim kurgu türünde sunulsa da sanırım artık bu tür olayların gerçekleşme ihtimali hepimiz için yüksek olacaktır. Mücadele etmenin özellikle yaşamlarına daha çok anı sığdırmayı hayal eden yeni evli bir çiftin üzerinden anlatılması ikili ilişkilerin olası güncel sorunlarına ışık tutuyor adeta. 

”Yaşam ileri doğru akar, geriye değil!” 

📌Emma’nın sarf ettiği bu sözler, geleceğini inşa etmeye çalışırken kendisini bir anda geçmişin yıkılan duvarlarını örmeye çalışırken bulan bir kadının sessiz çığlıklarına dönüşür. Unutulan her bir anı, hastalığın kendisinden daha fazla can yakar. 

“Sizin başınıza gelenler herkesin başına geliyorsa acınızı nasıl yaşarsınız?”

📌Dün üzülmemesi için moral vermeye çalıştığınız en yakın arkadaşınızın yaşadıkları bugün sizin başınıza geliyorsa artık empatiden daha fazlasına sahipsiniz demektir. Peki bu tecrübeyi tüm dünyayla paylaşıyor olmak acınızı hafifletir miydi? 

📌Filme veda ederken yüzlerde oluşan hafif hüzün, eş zamanlı bir tebessümle yer değiştiriyor. Emme ve Jude, siz bir salgının ortasında hayata tutunmaya çalışan milyarlarca insanın yalnızca bir temsilisiniz. Dünya üzerinde salgınlar ve bilinen/bilinmeyen pek çok hastalıkla mücadele ederken kendisi ve sevdikleri için çabalayan ve bu çaba uğruna yorgun düşen tüm insanların sonunda refaha erdiği mutlu bir son dilerim.

📌Herkese keyifli seyirler dilerim.

📌Psiket..

1 Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar