-Yetişkinlerin karmaşık dünyası ve psikolojik bozukluklar biraraya geldiğinde neler olur?
-Hastalıkla boğuşan bir beden, duygularını nasıl yönetebilir?
-Kötü hissetmek deyimi yalnızca sağlıklı bireylere özgü bir kavram mıdır?
Listeyi uzatmak mümkün iken biz sorularımızın cevaplarını bulmak için başarılı bir animasyon üzerine konuşacağız. 11 dakikalık bu kısa animasyon filmde, şizoaffektif bozukluk ve bu bozukluğun bireyler üzerinde bıraktığı etkiler yansıtılmaktadır. Filmin seyirciye sunduğu özelliklere bakmadan önce künyeyi inceleyelim;
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin Adı: Caldera
Yönetmen: Evan Viera
Oyuncular: Sam Plattner, Owen Granich-Young, Andrew Kantos
Tür: Animasyon
Süre: 11 Dk
Yıl: 2012
Bir kadın karakterin gözleriyle başlayan hikaye yine aynı kadının gözleriyle sona ermektedir; ancak iki sahne arasında bir bedenin sahip olduğu rahatsızlıkla olan mücadelesi yer almaktadır. Şizoaffektif bozukluğa sahip kadın karakter, depresif ruh haline eşlik eden halüsinasyonlarla yaşamakta ve film boyunca birkaç mekanda hastalığı hakkında seyirciye ipuçları vermektedir. Diyalogsuz olarak süren filmde duygu geçişleri ve karakterin iç dünyası başarılı bir şekilde sunulmakla birlikte bu başarı, film festivallerinden bağımsız törenlere dek süregelen 7 ödülle taçlandırılmıştır.
İlk gösterimini 2012 yılında gerçekleştirilen Caldera filmi, yönetmenin şizoaffektif bozukluğa sahip babasından esinlenerek oluşturduğu bir 3D animasyon filmidir. İlaçlarını içmesiyle birlikte gerçek yaşama dönen kadın karakter, bir sonraki döngüde ilaçlarını almayı bırakır ve bu durum halisünasyonlarla çevrili bir yaşama mal olur. Dev boyutta görülen bir kaplumbağa, gerçekdışı karakterler ve doğa olayları görünümlü yıkımlar bu durumun en temel örnekleridir.
Filmde bahsi geçen şizoaffektif bozukluğa gelince hakkında uzun uzadıya konuşulacak kadar istatistiki veri bulunmayan bozukluk, birden fazla rahatsızlığın belirtilerinin birleşimi olarak ortaya çıkmıştır. İlk etapta halüsinasyonlar düşünülerek şizofreni ile ilişkilendirilse de duygudurum bozukluklarının da etkisi altında kalmasıyla belirtileri karmaşıklaşır. Depresyon, bipolar bozukluk ve şizofreninin bazı belirtileri, dönemsel geçişleri ve işlevselliğin düzelmesi durumuna bağlı olarak gelişen şizoaffektif bozukluğun görülme sıklığı %0,5′ tir ve kadınlarda daha fazla görülür.
Psikotik bozukluklar sınıfında yer alan şizoaffektif bozukluk, halüsinasyon ve sanrılara eşlik eden depresif özelliklerle birlikte hastalığı belirgin hale getirir. Yalnız duygudurum bozukluklarında depresif dönemin baskın geldiği ve manik dönemin etkisinin daha zayıf olduğu görülmüş ve bu durumun bipolar bozukluğa oranla daha ağır seyreden bir rahatsızlığı ortaya çıkardığı varsayımına ulaşılmıştır.
Hakkında fazla veriye sahip olunmayan ve bilinen hastalıklara oranla daha az görülme sıklığına sahip olan bir rahatsızlığı konu alan film, isim seçimiyle de derin bir anlam taşımaktadır. Caldera, kelime anlamı olarak İspanyolca’ da “pişirilmiş çömlek“, Portekizce’ de “kazan” ve İngilizce’ de ise “volkanik çöküntü” demektir. Alman jeolog Leopold von Buch tarafından 1815 yılında jeolojik bir terim olarak kullanılmaya başlayan kelime hangi dilde olursa olsun fiziksel anlamda yuvarlak şekilli bir oluşum olarak kullanılmıştır. Filmin içerdiği anlam bütünü düşüldüğünde ise rahatsızlığa sahip bireylerin içinde oluşan derin boşluk olarak sembolize edildiği düşünülebilir.
Umarım kısa ama başarısını uluslararası alanda gösteren bu animasyon filmini beğenir ve fikirlerinizi yorum kısmında paylaşırsınız. İzlemek isteyenler filme Youtube üzerinden ulaşabilirler.
Keyifli günler dilerim.
Psiket..
Merhaba Simay, mail adresini yazarsan takvimi gönderebilirim 🙂